Ben nasıl düşünürüm? Aklımın nasıl çalıştığını tam anlayıp izah edemem, fakat düşünme tarzımı açıklayabilirim. Yazdıklarım bir miktar yardımcı oluyorlardır. Hiçbir olasılığı elemiyorum. Matematiksel bir değer veremesem de olgulara bakarak ihtimali yükseltiyor veya düşürüyorum.
— Var, yok
— Ne var, ne yok
— Hem var, hem yok
Düşünme tarzımın doğanın “düşünüşüne” uygun olduğu kanaatindeyim. Bilimde amaç, mutlağa ulaşmaktır. Gerçek ise, mutlağın olmadığıdır. O halde geçici mutlak ile yetinmek durumundayız. Gerçekliği bu şekilde algılıyoruz. Pek, yasa bulamaz mıyız? Mutlak yasalar da mı yok? Olmalı ve var. Örneğin, mutlağın geçiciliği. Dönüşüm, değişim, evrim, evrenin yasaları olarak karşımıza çıkıyorlar.
Gerçeklik için, “biriken olasılıklar” tanımlamasını getiriyorum. Bu olasılıklar ortadan kalkmıyor veya değişmez “şekle” bürünmüyor. Peki ne oluyor? Evrende tanımladığımız her nesne madde/enerji alışverişinde bulunduğuna göre, olasılıklar arasında da benzer bir münasebet bulunmalı.
Böyle düşünerek hiçbir konuda nihai karar veremeyeceğim söylenebilir belki ama gerçekliğimin bulanık, varla yok arasında bulunduğunu hissetmiyorum. Olasılıklar, konuşabileceğim, yazabileceğim kadar, kâfi miktarda birikiyor.
Eflatun Solmaz - Bohem
yanlış anlıyorum diye bağıran salak bir bakış deler içimi hangi işe el atsam çıraklıktan ustalığa bir yalnızlık ki açlık sınırında yazmak ...
-
Sümbülzade Vehbi, 18.yüzyılda yaşamış bir şahsiyet. Tevatür odur ki bir gün padişahın huzuruna çağırılır. Hiç işi gücü olmayan, durduk yere ...
-
Rapunzel dendiği zaman gözümüzün önüne, upuzun saçlarını kuleden aşağıya sarkıtmış bir genç bir kız imgesi gelir. Ben de bu yazımda o saçla...
-
Browne, 1632 Ocağı'nda Felemenk'te ikamet ettiği ve insan bedeninin sırları konusuna her zamankinden daha fazla yoğunlaştığı bir dö...