Ana içeriğe atla

Bir çeviri macerası, Aristoteles'in Politika'sı


Şu aşağıda resmini gördüğünüz kitap, başa konan yüz sayfalık giriş yazısı dışında olduğu gibi Mete Tunçay'ın çevirisinden oluşuyor. Öyleyse Murat Temelli neyi çevirmiş?


Sunuşta şunları yazmış:

"Aristoteles’in Poetika’sını çevirdikten sonra ondan daha zorlu bir metinle iki yıl süren bir serüvene atılmam gerekti: Politika’yı çevirmek. Piyasada zaten birkaç çevirisi varken neden bu işe giriştik, çünkü söz vermiştik. Başka bir sebebi yok. B. Jowett’in çevirisinden yola çıkarak bu işe başladık, kaynakçada belirtilen şerhler ve ek:1 de verilen kaynakların bir kısmından da faydalanarak uzun bir sürede bu işi sonuçlandırabildik.”


Çeviri tamamlanmış, sonra ne yapılmış:

“Uzun süren bir çeviri mücadelesini tamamladıktan sonra orjinaliyle karşılaştırması için değerli dostum Hüsrev Akdeniz’e verdik, bizi kırmadı. Ondan sonra Türkçesini tashih etmek için sevgideğer dostum Nevzat Başar devreye girdi.”


İsmi geçen kişiler ve kitabın editörü İsmail Kutlu Özalp de Mete Tunçay’ın çevirisini okumamış olmalılar ki, Murat Temelli’ye “sen ne yapıyorsun, hani çeviri” dememişler. Ne kadar çeviriymiş, kitaba şöyle bir bakalım:


Birinci kitap ve birinci paragraf, Mete Tunçay (1993) çevirisi:

“Bu, bizim Devlet dediğimiz topluluktur ve o topluluk türüne de siyasal diyoruz. Devlet adamıyle devlet, krala uyrukları, aile reisiyle ev halkı, efendiyle köleleri arasındaki ilişkilerin hep aynı olduğunu sanmak yanlıştır. Aralarında yalnızca büyüklük değil, nitelik farkı da vardır.”


Murat Temelli (2013) çevirisi:

“Bu, bizim Devlet dediğimiz topluluktur ve o topluluk türüne de siyasal diyoruz. Devlet adamıyla devlet, kralla uyrukları, aile reisiyle ev halkı, efendiyle köleleri arasındaki ilişkilerin hep aynı olduğunu sanmak yanlıştır. Aralarında yalnızca büyüklük değil, nitelik farkı da vardır.”

Aralarında tam yirmi yıl olan bu iki çeviri arasında nokta, virgül farkı bile yok. Kitabın geri kalanı da böyle. Bir çeviriyi olduğu gibi alıp, bütün bir kitabı kopyala-yapıştır yapıp “benim çevirim” diyebilmek büyük cesaret işi. “Uzun süren bir çeviri mücadelesi” bile diyebilecek kadar rahat üstelik. Öyleyse kimsenin farkına varmayacağına güveni tammış. İnternet üzerinde kabaca araştırdım, farkına varana / ses çıkarana rastlamadım.

Şaşkınım.

Yazıyı Twitter'da paylaştıktan sonra, kendisi de Aristoteles'in Politikası'nı çevirmiş olan Özgüç Orhan, bu duruma dikkat çeken makalesi olduğunu anımsattı:
"Aristoteles'te Siyasal Yönetim Kavramı ve Politika'nın Türkçe Çevirilerinin Bir Eleştirisi"
Farkına varan olduğuna sevindim. Kendisine teşekkür ediyorum.