Büyücü - John Fowles

Beni çok etkileyen kitaplar sorulsa, hiç tereddüt etmeden başta J.Fowles’ın Büyücü’sünü söylerdim. İyi bulduğum, tat aldığım bir kitaba rastlamak bir bakıma lanetim de oluyor. Sonraki kitaplar yavan kalıyor. Sevgilisinden yeni ayrılmış aşık gibi, diğer kitaplara ısınmakta zorlanıyorum. Zamanla bu hissiyat geçiyor. Lanetin ikinci kısmı ise kendi yazarlığımın fukaralığını göstermesi.

Kitaba ulaşmanın farklı yolları vardır. Arkadaş tavsiyesi, kitap tanıtımı yapan yayınlar sayesinde olabileceği gibi işin şansa bırakıldığı durumlar da oluyor. Okunan bir kitap, diğer kitaplara ulaşmayı sağlar bazen. Büyücü’yle beni kesiştiren sebebi, o zamanlar sebebiyle ilgilenmediğim için, hatırlamıyorum. Yazdığım tarihe bakılırsa 30 Nisan 2007’de elime geçmiş ve muhtemelen Mayısın ilk günlerinde okumuşum.

Bazı kitaplar daha ilk satırından itibaren kendine çeker okuyanı. En azından başlangıçta kusur görmemek, kitabın sonunun kolay geleceğinin işaretidir. Büyücü’ye başladığımda tökezlemeden ilerleyebildim. İlk okumamdan sonra kitap hakkında birkaç satır karalamayı erteledim. İki yıl ara verip ikinci okumama bıraktım. Aradaki boşlukların henüz dolmadığına kanaat getirip üçüncü okumaya bıraktım. O da bu yıla kısmetmiş. Üç defa daha okusam yine ne yazacağımı bilemeyeceğim anlaşılan. İçeriğinden bahsetmemeye özen gösteriyorum. Merak eden başka kaynaklardan aradığına ulaşabilir ama ben, içeriğin sadece okuyanların erişebileceği bir “sır” olarak kalmasından yanayım.

Imany - The Shape of a Broken Heart


The Shape of a Broken Heart, gerçek adı Nadia Mladjao olan Imany’nin 2011 yılında çıkan tek albümü. Imany, Haziran ayında İstanbul’da bir konser vermişti. Mankenlikten müzisyenliğe geçmiş biri. Belli bir müzik stili oluşturmayı amaçlamadığı, albümünden de anlaşılıyor. Liriklere bakınca basit ve bol tekrarlı olduğunu görüyoruz. Canlı enstrümanlarla oluşturulan altyapıların hakkını vermekle birlikte, müziğinde de bir karmaşıklık sezilmiyor. “Hazmı kolay” bir çalışma diyebiliriz. Çekiciliği daha çok, derin iniş çıkışlardan uzak, müzikle tam uyum sağlayan o güzel seste buluyorum. Tarzında, Nina Simone ve Tracy Chapman etkisini görmek hiç zor değil.

Baştan sonra bir albüm dinlemenin keyfini yaşamak istiyorsanız, The Shape of a Broken Heart’a kulak verin derim.

Temmuzun Kulak Misafiri

— Bakalım büyüyünce de aynı fikirde olacak mısın?

— Evet olacağım.
* * *

— Aşkta kazanan, güçlü olandır.

— Güç nedir?

— Bilemem, ne anlıyorsan o. Daha mukaddimeye şerh düşersem, o kitabın vay haline.
* * *

— Açıl susam açıl.

— Makamıyla söylersen işe yarar.
* * *

— Sistem ciddi bir hatadan kurtarıldı.

— Yok bi’şey yok, çekil!
* * *

— Dinlerken sıkılan okurken sıkılmayabilir.

— Çok uzun olmayacak, kısa kısa... Filme bile dönüşebilirler. 1 dakikalık, 15 saniyelik, hatta 5 saniyelik.

— Seni prodüktör yapacağım, sinekten film çıkarıyorsun
* * *

— Sen hayatta en çok neyi merak edersin?

— Ölümü herhalde.
* * *

— Ya bi' arkadaş...

— Rica ederim, hepimiz bi' arkadaşız.
* * *

— İki dakika.

— Hep de zaten öyle kaçırırlar.
* * *

— Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz.

— Baklavasını bile yaparlar.
* * *

— Tamam da bizim kendimizi dondurmak gibi bir şansımız yok.

— Var. Paran varsa dondurursun.

— Paramız yok.

— Her neyse. Boş kafa dondurulsa ne olur?

İlhamsızlık

Yine bakışmaktayız boş sayfayla
Yazamayınca okumaya dönmeli
Tekrarlar arttıkça insan
Yaşlandığını mı hissetmeli

Zor - Kolay

Konuk Yazar: Jülide Simsoy Göğüş

Zor olan anlatamamak,
Sözcükleri boncuk gibi
Dizersiniz yan yana,
Renk renk anlatımlarla...
Beklersiniz...
Kapı duvar...

Dönüp gitmek kolay da...
Zor olanı seçmek gerek,
Hırçın ve inatçı zamanlar da...
Bir de soluk almadan
Yaşanmışlıklarınız varsa
Taze şiirler gibi...
Tüm saliselere yüklediğiniz
Anlaşılamayan...

Zor olan anlatamamak
Dar zamanlarda...
Kış bahçelerinde
Tek kale maç yaparsınız...
Eh yandığnızın resmidir
O zaman da...

20.11.2011 / İstanbul

Köpek

Bir gece yattım yalnızlıkla
Bir de köpek var, Genç
Yatağın ucuna kıvrılmış
Bir dostumdan emanet
Sabah oldu gözlerime inanmadım
Nasılsa insan oluvermiş
Güzeller güzeli bir genç
Şaşkınlıktan donakaldım
Olur iş değil ya olmuş işte
Kaşlar kemerli, boyun ipince
İnsan olana böyle hediye
Bu kadar güzel beden verilmemiş
Ben uyandığımda o daha uyumakta
Çırılçıplak bir esmer güzeli
Açtı gözlerini sonra aman
Kehribar gözler bana bakıyor
İnsana bu kadar yakışmaz
Daha farkında değil olanların
Var bir yanlışlık, benim kadar şaşkın
Yattığı yerden doğruldu
Eskiden ayak, ellerine bakıyor
Tuttum omuzlarından doğrulttum
Sordum; şimdi ne oldun biliyor musun
Anlamaz gözlerle baktı bana
Benden beter şaşkın
Tutmasan düşecekti
Kalktığım yatağa oturttum
Kaldırdı ellerini yüz hizasına
Bir onlara baktı bir bana
Dedim, galiba insan oldun
Söktüm banyodaki aynayı
Gör dedim kendini
Gördüğün yüz en güzeli ve seninki
Havlar gibi kısacık bir çığlık atıverdi
Aynadaki aksine dokundu
Eski sevgiliden kalma
Atılması ertelenmiş
Çamaşırlar buldum ona
Giydirdim bir güzel, itiraz etmedi
Elbisesine dokundu, çekiştirdi
Neden bilmem sonra gözleri doldu
Oturdum yanına kollarımla sardım
Sakın korkmayasın hep yanındayım
Sana bir isim bulmak lazım
Acelesi yok
Yazık oldu dostumun köpeğine
Öldü desek yeridir
Gökteki yıldız, ay
Nasıl tasma takıp gezdirilir
Elinden tutup haydi gel dedim
Karnını doyuralım
Acemisiydi bizim gibi yürümenin
Zekiydi bakışları nasılsa öğrenir
Başladık kahvaltıya
Ne yaparsam taklit etti
Aferin sana
Ben güldüm o da güldü
Dostumu aradım sonra
Sana iki haberim var
Biri iyi öteki kötü
Senin köpek artık yok
Nee deyişi vardı
Kulak zarım yırtılacaktı
Korkma yaşıyor dedim
Sadece biçim değiştirdi
Kafka’nın Samsa’sı böceğe dönüşüyor da
Senin köpek neden insan olmasın
Hadi be dedi, dalga geçme
Kafan mı güzel senin sabah sabah

Eğer rüyadaysam
Sanmıyorum ki olayım
Ne yalan ne de şaka,
Kanlı canlı duruyor karşımda
Gözlerini dikmiş merakla
Bana bakmakta
Biz ne kadar insansak, o kadar insan o da
İster inan ister inanma
Şimdiden alış istersen
Köpeğinin yokluğuna
Ne lazımsa öğretmeye başladım
Eski alışkanlıklarını unutacak
Yenilerini kazanacak
Dünyaya yetişkin düşmüş
Bir bebekti adeta
Çabuk öğreniyordu
Beni hiç bırakmıyordu
Yanımdan bir an bile ayrılmıyordu
Bensiz yatmıyor, yanıma sokuluyordu
Sık sık sıçrıyordu uykusunda
Çığlık atıp uyanıyordu
Yanında beni görünce sakinleşiyordu
O zaman bedenimle sarıyordum
Yine tekrarlıyordum
Korkma, artık hep yanındayım
Sana hediye insan olmaksa
Bana da sensin hediye
Eskiye dönmesi kâbusuydu
Uyandığındaysa yüzü mutluydu
İkimiz de korkuyorduk geçmişten
Dostum döndüğünde sevineceğine
Ardıma saklandı, ağladı
Dostum şaşkın bakakaldı
Bu da kim
Dedim senindi eskiden
Artık benim.
Ne o istedi ne de ben
Kalem yazdı
Bize uymak kaldı
Alışacaktır sana
Daha çok yeni bu dünyada
Dostumun yanına hiç sokulmadı
Günler günleri kovaladı
Yavaş yavaş konuşmaya başladı
Bana düşkünlüğü değişmedi
Her gece yattık koyun koyuna
Ah dedim bundan sonra
Seni kim benden ayırırsa
Gözümü bile kırpmam
Gönderirim benden önce
Sonunda gideceğim yere
Onsuz nasıl uyuduğumu unuttum
O zamanlar yaşıyor muydum?
Bir sürü yer gezdik
Bak bu buluttur, bu deniz
Bunlar taş, bu yağmur
Çay, peynir, ekmek, simit
Banyo, tuvalet
Gel, git, haydi, gül, bak…
Kelimeler eklendikçe eklendi
Bana ismimle seslendi
Bir yılı tamamladığımızda
Bizim kadar konuşur oldu
Teşekkür etti, seni seviyorum dedi
Sonra okuma yazma geldi
Zorlanmadan öğrendi
Bir gece yattığımızda
Aşık gibi dokundu Bana
Karşı koymadım
Bir gün olacaktı zaten
Sevişmeyi beraber öğrendik
İkimiz de acemiydik
Çalışmakla geçen saatler
Ağır ağır deli eder
Geçmek bilmezdi
Her akşam birbirimizi bulur
Sevinirdik, sevişirdik
Bir sürü evrak geldi önümüze
Bir kimlik edindi, tahsil gördü
Öğrenmesi gereken ne varsa
Çarçabuk öğreniyordu
Bensiz dünyayla tanıştı
Arkadaşlıklar kurdu
Güzel zamanlar geçirdik
Küstük barıştık defalarca
Yataklarımız ayrı düştü
Sonra yine birleştirdik
Bir gün geçti karşıma
Dedi ki ben galiba
Başka birini seviyorum
Göğüs kafesimden bıçak girdi
Buz gibi boğazıma yükseldi
Yıllardır çıkmayan o sözcük
Ağzımdan dökülüverdi
Köpek!
Kehribarlarında şaşkınlık
Kırgınlıkla kalakalmışken
Odama kaçtım
Elime ne geçerse vurdum, kırdım
Bir zamanlar hediye sandığım
Gaddarca cezaymış, anladım
Sakinleşince yanına döndüm
Dedim gitmekte özgürsün
Gönlün konuşuyorsa şimdi
Faydasızdır benim sözüm
Bil ki cayır cayır yanıyorum
Seni alanı öldürürdüm
Senin vuruşunla öldüm
Küfrüm olamaz ki sana
Öfkem kalemi tutana
Başkasına mı sarılacaksın
Artık onu mu avutacaksın
Gitme desem faydası var mı
Benimle kalsan olmaz mı
Anlamı yok dedi
Sana âşık değilim
İsteyerek seni nasıl üzebilirim
Canımsın, anamsın, babamsın
Fakat sevgilim olamazsın…
Böylece uzaklara göçtü
Köpek olmak bana düştü
Göktense üç çürük elma
Üçü de zavallı başıma
Çoluk çocuğun maskarasıyım
Onlar mı attılar yoksa

güncellenmiş insana


kuyunun dibinden bakıyorsun
bu benim göğüm diyorsun
benim dünyam
çember değilmiş de kareymiş
ne bilmek istiyorsan
bir el hareketi kadar yakınmış
haydi tıkla, haydi beğen
paylaş, kopyala, yapıştır
farenle saldır dur
spotlar altında yürüyen
karanlığın ordusuna
kemiğe saplanmış bıçak
bu gayretinle zor çıkar
medeniyet dediğin
tek gözle bakan canavar

Eflatun Solmaz - Köle

  Ya salağa yatarsın. Ya nereye yatarsan yat, salaksın. Dostluklar ısınıyor içimde, transistörler gibi... Zorunlulukların ve arzuların dilek...