Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yalansavar Site

İnternet temel bilgi kaynağımız. Aynı zamanda yalanın, yanlışın, uydurmanın, saptırmanın, abartmanın da en çok yaşandığı kaynak. Yanlış bilgilenme (aslında bilgilenmemedir) tehlikeli sonuçlar doğurabilir, bizi gülünç durumlara sokabilir. Düz ovada yolunuzu şaşırıyor ve yolunuzu şaşırdığınızın bile farkına varamıyorsanız, rahatsızlığınızın adı; bilmeyi bilmeme dir. Yalansavar adlı sitenin yaptığı, sloganlarında da belirttikleri gibi karanlığa bir mum yakmak. Neden sorusunu şöyle yanıtlıyorlar: “ Modern hayatın bize sunduğu iletişim kaynakları sayesinde hepimiz her gün bilgi bombardımanına uğruyoruz: web siteleri, e-postalar, televizyon, gazeteler, arkadaş sohbetleri… Bize ulaşan bilgilerin sadece bir kısmı doğru. Çok büyük bir kısmı ise eksik, yanlış, yanlı ve hatta yalan. Pek çoğumuz bize ulaşan bir e-postayı veya bilgiyi araştırmadan, aslını öğrenmeden ve doğruluğunu teyit etmeden ilginç bulduğumuz, inandığımız için kendi tanıdığımız yüzlerce arkadaşımıza aktarıyoruz. Arka

Dil'im - 004

– sen anladın mı bir şey – eski cevapları tekrar mı edeyim, yenisini mi uydurayım – uydur – kafamdan sayısız düşünce geçerken bunlardan bir tanesi pek hoşuma giderdi, nasıl kodlamışsam en çok işerken aklıma gelirdi, büyük adam olacağımı söylerdim kendime. – sonra – bugünlerde herhalde işemeyi unuttum

Laforizmalar IV

Gerçekten kaçtığını sanırsın, yaşam peşinde koştuğun her an karşında bulursun. * * * Çağdaşım, sesi kısılmış yarasa, gördüğü düşü bile anlamayan... * * * Şehveti aşk sanana nasıl anlatılır "yok" olan? * * * Kendimizi önemli görmediğimizde yükseldik. Değersiz gördüğümüzdeyse yok ediciliğimiz çığ gibi büyüdü. * * * Şiiri solduran hareketsizliktir. * * * Çoğalmak nesneni var eder. O da en çok yarım. Özneni var eden yaratmaktır. Elindedir. * * * Görmediğime inanmam. Aklımla görürüm. * * * Gelişmek ağaca benzese, her yöne dallanan, kendimde hissediyorum Bildiğim nedir? Hiç. Öğreneceklerimin heyecanını yaşıyorum. * * * Küçükken seneye de giyer denerek büyük gelen ayakkabılar giyerdim. Kim bilir ne kadarımızın yaşadığı lanettir “seneye de giyer”. Büyümeyi bırakalı çok oldu ama büyük pabuçlar bırakmadı peşimi. * * * Yüzünde simit, Yüzünde lahmacun. Pahalı ceketinin omuzları bağırıyor; “seneye de giyer”. * * * Eskiden evrenin merkeziydik.

Irma - I know

My Major Company, diğer adıyla MMC'nin başarılı sanatçılarından Irma... Çok da büyük bir keşif diyemiyorum. Albümde (Letter to the Lord) şaşırtan veya heyecanlandıran bir parçaya rastlanmıyor. Dinlemekle dinlememek arasında fark görmüyorum. "I Know" şarkısı kendini sevdirmeyi başarıyor ancak o kadarla kalıyıor.

Kelimeler de Toprağa Karışır

Yaşamamışım diye verdi nefesini Ne huzurlu bir teşekkür çıktı ağzından Ne gördü son anda mutlu bir film şeridi Şimdisi kendini de içermeyen zindan Neler yapacaktı olsa az daha vakti Kafasında kıvrım kıvrım binlerce fani Sanki kendisi değil de onlar var olmuş Çaresizce sesleniyormuş “görün beni” Düşünce tutunsun diye pençeler yokmuş Bir anlık yanılsamaymış olan biteni Kıskançça sakladıkları kime kalacak Yanında götüreceği tek çöp olsun yok Sofrasında yemek diye bir avuç toprak Kalkıp da silkelenmeye gücü dahi yok Girdiği derin çukurdan nasıl çıkacak

Çıplak Ayaklı, Köpekli Kadın

Görüntü düzenlemesi: Metin Turgut Simsoy

Mmmmm

Şairlere ne zaman bulaştı bu sevimsiz kibir? Lebdeğmezciydi dedelerimiz. Neden şimdi bol “m”li şiirlerimiz. Ben, ben, benim Yaptım, ettim, Bittim, mmmmmmmmmm Ne şairlerimiz Ne de şiirlerimiz Kendimizden çıkmadan Bir yere gidemeyiz

Bağlıyım

Çizginin üzerindeyim İşime yaramayacak sayısız Bilgiyle doluyum O videodan bu videoya Seke seke geziyorum Kısacası en çok Vaktin katiliyim Açıkken sayfam, yakınım Tanışlara dokunabileceğim kadar Bir x’e basmakla Yapayalnız kalmak var

Perde Arkası

Hayalini kurarım sadece Beceremem, o kadar şair değilim Cümleler kısrak gibi taşısın On binlerce kelime, emrime amade Çok umurlarındaymışım gibi Burçlar tepemde devinmekte Falımda hiç görmedim desin Bugün tam şair günündesin Dijital sayfalarda sanat seven Yazan elin çektiğini nereden bilsin Buz gibi soğumuş eserlerde Kan damlamış satırları görebilsin