Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hiç (mi?)

Hiç Hiç hissettirmiyor bu dalgalar Hiç… Hissedemiyorum bu gece Yerdeyim uçamıyorum Hiç Hiç Tazecik çamaşır kokulu Boynundan koklardım Hiç Başım dönerdi Bugün kokular ağır Benden ağır Hiç Hiç - Bir arkadaş geldi sonra Yanında “manita”sıyla Gözleri bana merhaba derken Bütün diskoyu kadraja almış Bebekler öyle büyük Hiç Hiç Hiç demedim Hiç dedin dedim mi? - Eee? - Ne eesi? - Neden anlattın şimdi bunu - Eleman senin eski manitaydı - Hangisi - Erkek olduğunu iddia edeni Hiçbir zaman öğrenemedi Hiç Hiç Hiçbir zaman öğrenemeden Hiç - Hiç mi ulan hiç mi? - ? - Anladın işte öküzlük etme - Bilmiyorum - Bilmiyorsun ha Hâlâ mı bilmiyorsun? Ha? Ha hah hah ha… Haha ha… Ha! - Sonra? - Sonra tarih, yazanların oldu. Savaş meydanlarında dökülen kanların sahiplerinin değil. [- Sayın şair, bu şiirinizle ne anlatmak istediniz acaba? - Hiç ]

Metamorfoz

Bu kısa romanda , her okuduğumda beni şaşırtan bir yan var: “Gerçek gibi”den daha fazlası. Franz Kafka , olağanüstülükleri sanki sıradanmış, gerçekleşebilirlermiş gibi anlatıyor. Gregor Samsa bir sabah kendisini bir böceğe dönüşmüş bulur. Durumundan çok işe geç kalma kaygısı duyar ama işine ve eski hayatına dönme şansı artık yoktur. Çevresindeki insanların şaşkınlıklarında bir eksiklik vardır. Böceğe dönüşmüş değil de hastalanmış bir insana bakıyorlar. Tiksiniyor, iğreniyorlar ama böylesi bir durumun olanaksızlığından kimsenin haberi yok. Kanıksama var. İğrenç bir yaratığa dönüşen bedendeki bilinci kimse önemsemiyor. Nasıl önemsesinler? Böcekleri kimse sevmez. Geçmişte insan olsa da evin bir odasını işgal eden bir böcek, sadece rahatsızlık veriyor. Değişime en çok uyum gösteren, değişimi yaşayan oluyor. Aslında o, dev bir böceğin içine hapsolmuş insandır. Bunu, odası boşaltılırken insanlığından tek bir işaret bile olsa korumaya çalışması, keman çalan kız kardeşi ile ilgili mutlu