Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şarköy Notları - III

BÖLÜM III Şarköy’de üçüncü günüm. Ayrıca Ramazan Bayramının birinci günü. Artık “birileri gelse de biraz muhabbet olsa” demeye başladım. Bunca zaman içinde değerlendirebileceğim, “işe yarar” diyebileceğim birkaç cümlem olduğuna inanıyorum. Henüz tam manasıyla kıvama gelmiş olmasam da en azından boş durmadım. Kaytarabileceğim tüm araçlardan uzaklaşmış olmanın faydasını da gördüm. İyi ki gelmişim buraya. Üç gündür telefon görüşmelerim dışında kimseyle konuşmadım. Bu bana askerliğimin ilk günlerini hatırlatıyor. En büyük fark burada koşuşturmacanın sıfıra yakın olması. Askerlik günlerime hiç girmeyeceğim onlar başka bir yazının konusu . Anlatılacaklar fazla olsa da büyük çoğunluğu herkesin yaşadığıyla aşağı yukarı aynı. Günde birkaç kez tekrarladığım o seremoniye yine başlıyorum. Pipom hazır, çay suyum kaynıyor ve kağıtlar önümde… Her ne kadar o havada olmasam da bir bayram günündeyiz. Buna dair küçük bir yazı yazmak gayet yerinde olur. *** Bayramlarım Çocukluğ

Şarköy Notları - II

BÖLÜM II Şarköy’de ikinci gümüm. Tüp sorununu hallettim. Şimdi sıcacık çayımı yudumlayabiliyorum. Soba da çok güzel ısıtıyor. Bakalım voltaj gece ne durumda olacak. Yazlık ev olduğundan ısı yalıtımı söz konusu değil ama dışarıda orta karar bir hava var. Bu yüzden üşümüyorum. Henüz hava kararmadığı için köpek havlamaları da duyulmuyor. Dün gece yazmayı bıraktıktan sonra “Hayalet Gemi”yi okudum. Keşke daha fazla sayısını yanıma alsaydım. Bu dergiyi herkese tavsiye edebilirim. Artık yeni sayıları çıkmasa da bir yerlerde bulursanız alabildiğiniz kadar sayıyı satın alın. (İlk on beş sayısı şu an internetten yayımlanıyor) Okuduğunuz zaman eminim tadı damağınızda kalacak. Konuşacak kimse olmadığına göre yine kendi kendime konuşacağım galiba. Yazarak da bir nevi konuşuyor sayılabilir insan. Fakat buna daha çok anlatmak denebilir. - Düşman, sana ne kadar yakınsa o kadar düşmandır. - Düşman kim? - Düşman olmalı mı? - Savaş niye? - Bu savaş mı? - Ayakta kalmamıza e

Şarköy Notları - I

BÖLÜM I Şarköy’deyim… Buraya tam anlamıyla, yalnız kalmak için geldim. Arkadaş yok, bilgisayar yok, televizyon yok, aile yok, insan yok. Tek başımayım. Kendi isteğimle bugüne kadar yaşamadığım bir tecrübe bu. Biraz da korkutucu aslında. Birçok alışkanlığımdan kilometrelerce uzakta kendimle baş başayım. Şehrimin sokaklarında dolaşmak gibi değil, evimin içinde oturmak gibi değil. Suni ama korkutucu bir yalnızlık… Yalnız kalmak istememin dışında daha çok buraya yazmak amacıyla geldim. Yalnız kalmak ve yazmak… Kafamda, birkaç cümlesi oluşmuş bir iki hikâye dışında ne yazacağımı hiç tasarlamadım. Bugüne kadar doğru dürüst yazım olmadığına inanıyorum. İnanmanın ötesinde biliyorum. Eski yazılarımı karıştırdığım zaman büyük bir çoğunluğunu beğenmiyorum. Eve gelip eşyalarımı bıraktıktan sonra alışverişe çıktım. Döndüğümde canımın çektiği hiçbir şeyden mahrum kalmayayım diye gerekli gereksiz gözüme ne çarptıysa doldurdum alışveriş sepetine. Aralık ayı olduğundan evin içi oldukç