Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

şehir, insan, insanlık

şehirler ölür ve ölü şehirlerde bedenli ruhlar dolaşır bu ruhlar katmak için sizi aralarına durmadan savaşır insanlar ölür bıraktıkları boşluk çerçöple dolar insanlık ölür göz çukurlarına başka hayatlar yuva kurar

Bilim ve Edebiyat

“Bugünlerse Samsa’yı (Değişim’i) okumak gerekiyor. Türkiye’de birçok hamam böceği fabrikası var. Çok büyük değiller ama çok sayılabilirler. Henüz manifaktür aşamasındalar. Hamam böceği atölyesi açmak için bir binanın bir katını tutmak yetiyor. Birkaç masa, birkaç sandalye ve bir telefon. Bu üretim araçları sağlanınca hamam böceği üretme teknolojisi çok basit oluyor. Her sabah saat ondan akşam yediye kadar bir odada oturup hiç hareket etmeden, bir yemek arası ve bol sigara ile sürekli olarak telefona bakmak yetiyor. Böylece hamam böceğine dönüşme işlemi tamamlanıyor.” Yalçın Küçük, Bilim ve Edebiyat

Aç... Şat...

“Önce aç, sonra shots!” Dekolteli, kırmızılı kadın İnceliğiyle avuca sığar boyutlardaki bir cips paketini ağzına götürmüş. Öteki eli belinde. Saçları omuzlarından düşmüş, göğüs hizasına kadar uzanıyor. Etrafında yaşanan hayat, o resme antik bir esermiş kadar kayıtsız. Posterin dibinde bir kız çocuğu. Teninin görünen yeri sadece yüzü. Durak reklamındaki kadın ise askılı bir elbise giymiş. Kolları, omuzları açıkta. Bir tezatlıktır yaşanıyor. Sadece bakıyorum, ne acıma ne öfke, ne de başka bir duygu. Daha ergenliğe girmemiş kızın, bildiklerimden başka bir hayat yaşayacağını düşünüyorum. Önce aç, sonra shot... Otobüs bekleyen kızcağıza yabancı bir hayat.

Miskinler Tekkesi

“Fukara aile kızları vardır. Günün birinde bir kazaya uğrarlar; tekerlenirler. Kapatma yahut sermaye olarak yaşadıkları hayat pek de şikâyet edilecek gibi değildir. Yemediklerini yiyorlar, giymediklerini giyiyorlar; arabaya biniyorlar. Fakat bu müddet esnasında durmadan sızıldanırlar; eski yoksul hayatın hasretini çekerler; hamal çamal takımından biri kendilerini nikâhla almak istese ağlayarak kabul edeceklerini ve göstereceği tek odanın; soğan, ekmek ve minderlerini burada alıştığı güzel şeylere seve seve değiştireceklerini söylerler ve bu sözler dua kadar samimîdir de. Namus kadar köklü anane var mıdır dünyada? Derken günün birinde Tanrı, dualara aldanır; onlara razı oldukları hamal Cemal’dan hatta bir parça daha iyisini, elinde bir yüzük ve bir çiçek demetiyle gönderir. Bu hayat, soğanlı ve ot minderli hayat müsveddesinden elbette daha parlaktır. Fakat tulumba bu defa tersine işlemeye, kadıncağızın hamle hamle yüreğine doldurduğu fazileti boşaltarak yerine ikinci hayatın şusunu, bus

Laforizmalar VI

Yazılmış silinmiyor, sadece silikleşiyor. * * * Yalan mı ey insanlık! Hepimiz Ajdar değil miyiz? * * * Övülesi bir çağsa bu, neden herkes kaçmakta? Bakmamak için hayata, başka tarafa dönmeler neden? * * * İstediğinde evrenin yasalarını ortadan kaldırabilen bir tanrının evreninde bilim yapılamaz. * * * Bilmeyi bilmiyorsanız, bildiğiniz hiçtir. * * * Temel gıdası ekmek olan çocukların veya gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimine zarar verme, daha kötü duruma getirme gücüne sahip tek yapı, okuldur. * * * O son Neandertal'i yemeyecektik. * * * Mutlu hayat yoktur, hayat vardır. Mutlu aşk yoktur, aşk vardır. * * * Âşık "beni niye seviyorsun" sorusuna cevapsızdır. Bu sorunun cevabının olduğu yerde aşk yoktur. * * * Unutulmadı henüz göçüp gittiğimiz o memleket. Sanatımızı da çıkınımızda taşıdık.