Çağlar Simsoy

Hem farklı olmaya çalışmak hem de “farklı”yı dışlamak, karşıtlıklarımızdan biri.

Numara Yapma, Kitapyurdu'nda satışta ... Kitap kapağı:

  Bu kitaptaki ö yküler de ağırlıklı olarak aile, kadın, gençlik, çocukluk konularını işledi k. Kapakta aileyi çağrıştıran imgeleri aramaya giriştik ve görülen bibloları bulduk. Tahtadan yapılma bu dört nesne, yan yana durduklarında ister istemez aile çağrışımı yapıyor. Tahta aileyi tasarlarken cinsiyet gösteren işaretlerden kaçındık. Birbirlerinden farkları yalnızca boyut ve desen. Yüz lerinde yalnızca gözler belirtildi. Gözler için koyu bir desen seçildi. Tüm gözlerde desen aynı, en küçükleri dışında hepsi ekrana bakıyorlar. En küçükleri ise ona bakana bakıyor . Bunun nedeni, kitaba ismini veren öykünün kahramanının çocuk olması. Ekrandaki genel izleyici sembolünde üç üye görülüyor. Bibloların duvara yansıyan gölgeleriyle paralellik kurulsun istedik. En küçüğün gölgesinin boyu görüntüye girmeye yetmiyor. B u anlamda küçük, yalnızca okura değil, tasarlayanına da bakıyor. Bir önceki kitabımız olan “Yük”le birlikte üç boyutlu tasarım desteğiyle kapak hazırlamaya başla

Kitabın düzeltmeleri bitmedi ama tasarım için harıl harıl çalışıyorum. Kitabın içeriğine uygun bir imge oluştururken, göze çekici gelmesi de gerekiyor. Blender'la tanıştığım iyi oldu. Tasarım çalışmalarıma derinlik katmış oldum. Öğrenimim sürüyor... Aile bireylerinin ortak kullandığı nesne üzerinde çalışmak yerine aileyi nesne olarak tasarlamak da bir seçenek. Görsel taramayla bulduklarımdan yararlanarak ilk kaydettiğim sonuç bu oldu. Biraz renklerle oynayıp doyurucu uyumu elde etmek gerekiyor. Aile bireyleri arasında cinsel ayrımı belirten işaretlerden kaçındım. Şirin ayrıntılarla cinsiyetleri gösterebilirdim ama bunu gereksiz buldum. Açıyı değiştirmek imgede çarpıcı bir etki yapabiliyor. Yazıyı imgenin içine yerleştirmeyi bir önceki çalışmada, Yük'te denemiştik. Sonuç tasarımımız şimdilik bu. Kapak için kullanıp kullanmayacağıma henüz karar veremedim.  ...ve kapak tamamlanır.

Fırtına yüzeydedir. . .

ar atomlarına kadar ayırıp bulamadığın nedir oyun bir bedende buluşmak çıplaklık solda sıfır  

Yeni öykü kitabının çalışmaları yakında tamamlanacak. Kapağın dışında her öykü için özel tasarımlar yapmayı düşünüyorum. Kitaba ismini veren öykü için ilk tasarımım bu: Bir kitabı yaratırken bütün işin üstüme kalmasını istemezdim. Tasarım, zaman alan, yorucu, deneyim isteyen bir alan. İşim yazmak ve en iyi bildiğim iş yazmak.

Bir freelance sitesine birkaç saatliğine üye oldum. Bir an için emeğimin satılık olmadığı aklıma geldi. Aklıma geldiği gibi kalmadı, büyüdü büyüdü ve bu kararı vermeme neden oldu. Para kazanmak için çalışmaktan başka bir yolumuz olmadığı doğrudur ama verilen emeğe karşılık istenen ücretler çok acıklı. İnsan ömründen o değerli saatlerini harcayarak iş yapacak ve karşılığında harcadığı saat kadar zamanda kendine konfor edinemeyecek. Geçinmek için kendini paralarcasına çalışmasına rağmen eline yalnızca yaşamak için yetecek kadar para geçecek. Kendimi köle gibi hissettim ve ayrılmaya karar verdim.  

Yüzeyde kopan fırtınalar, derinlerde fısıltıdır.

  Sızı Bugün kendimi yaraladım Hissettiğimi görmek için Acıya odaklandım yalnızca o gerçekti İğne bir delik açtı Eski bilindik acı Hepsi kaybolsun istedim Ama her şeyi hatırladım Neye dönüştüm En güzel dostum benim Sonunda herkes Çekip gider bilirim Ve hepsi senin olabilirdi Pislik imparatorluğum Hayal kırıklığına uğratacağım Ben seni inciteceğim Dikenli tacı giyerim Yalancının tahtında Kırık dökük düşüncelerle doluyum Tamir edemediğim Zamanın lekeleri altında Duygular kayboluyor Sen başka birisin Bense hala buradayım Neye dönüştüm En güzel dostum benim Sonunda herkes Çekip gider bilirim Ve hepsi senin olabilirdi Pislik imparatorluğum Hayal kırıklığına uğratacağım Ben seni inciteceğim Eğer yeniden başlayabilseydim Milyonlarca mil uzaktan Kendimi korurdum Bir yolunu bulurdum Çeviri : Çağlar Simsoy

bak geçmişin yüzünde ne varsa yazılmış her milimetre karesine bir tek sen görmüyorsun bir tek sen onlara körsün

  Temiz pak giyinmiş bir fani Yola koyulmuş, varacağı evi Anladın mı o zaman dönmek ne demek Gökyüzünü örtü eden geri döner mi Bunca sözcük Yanmış tenime Güneş ışığı Nereye gidiyorsunuz Ulan nereye varacaksınız Bana ne

Başınıza gelecekleri bilmek sizi özgür kılar mı.

Söz ve müziği Baturalp Yılmaz'a ait. Düzenlemede Baturalp Yılmaz ve E. Onur Gülanber'i görüyoruz. Şarkıya görsel anlamda hayat veren ise Sarper Güzeldikiciler. İzlemekte biraz geç kalmışım ama ürünün hakkını teslim etmek gerekiyor. Tebrikler...  

vezir gidince şah bir mahzunlaşır daha at var fil var kale var ama ah vezir peşimde vezir sen yoksun aman dilesem neye yarar oyunun kuralları var  

  "sen bir duvarın çatlağı ben bir duvarın kavuşmamız için deprem lazım" Çağlar Simsoy, Hiç (Sıvasız Kuşlar şiiri)

Arada fark yoksa,  seçmek neye yarar.

  Şiirlere animasyon serimizin ilkinde, yayımlanmış kitaplarımızda olmayan bir şiiri seçtik.  "Sadece bir tozum ben elin tersiyle silinen" Çağlar Simsoy

Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar'ı ve yeraltı insanı üzerine konuştuk. 

Söylenmesi gerekeni duyarım. Sağırım ne diye sorayım.

Ne demiş ozan “ yok başka bir cehennem yaşıyorsunuz işte” biz de dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz omuzlarımızda bir baş başta bir çift göz açılan göz kapanmıyor ömür kapı aramakla geçiyor kapıdan bol ne var hepsi aynı yere çıkıyor kaçmak bir kandırmaca iyi kötü ayakta tutuyor bitsin de gidelimciler can düşmanın onlardan değil çektiklerinden nefret ediyorsun gözünün önünde feryat ediyorlar bir çift göz ne yapsın baksın dursun sesleniyor duymuyor musun yardım edin kurtarın beni sen buna sessiz kaldığın yerde cennet arıyorsun hangi birine yetişeyim derse biri alır beni bir düşünce kaçacak yer yok canavar içimizde durmadan aklımızla oynayan o parametre düşünce kalıplarını kemiren kurtçuk yama tutmayan ve canavar uyandıkça silikleşen ahlak siz iyisiniz çevreniz kötü

Yük kitabımıza bir de tanıtım animasyonu hazırladık. Kapak tasarımı üç boyutlu olduğundan animasyonu yapmak çok da zor olmadı. Henüz bu konularda yeniyiz, daha güzelleri için çalışacağız. 

Çağlar Simsoy'un yeni şiir kitabı çıktı. Yazar tükenmeden alın. Sanata, sanatçıya destek olun.

Yattığın Yerden Edebiyat Parçala Dostum kanalında  Fahri Çekirge ve Çağlar Simsoy'dan bir değerlendirme. Olga Tokarczuk'un "Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" 

 Şiir kitabı için kapak tasarımı bitti. Şimdi sırada öykü kitabı kapağı var. Yeni öykü kitabında aile, çocukluk, ergenlik konuları ağırlıklı olduğundan bunu çağrıştıracak bir nesne düşündüm:  Buzdolabı. Bu nesne tüm aile bireylerinin ortak nesnelerinden.

 

Yazamamak, yeteneksizlikten mi yüreksizlikten mi.

Yattığın Yerden Edebiyat Parçala Dostum , ağırlıklı olarak edebiyat, kitaplar üzerine değerlendirmelerin yapıldığı bir Youtube kanalı. Fahri Çekirge, burada profesyonel okur gözüyle değerlendirmeler yapıyor. Zaman zaman sinemayı da konu ettiği oluyor.  Bu kez, "Beynim Göçüyor" isimli kitabımızı değerlendirdi. Bu güzel zahmete sevgilerimizi gönderiyoruz.

Yük için boyutlandırdığım ikinci düşünce bu değil. Asıl düşündüğüm, fazla ayrıntı barındırdığından şimdilik yarım bıraktım. Onun yerine daha minimal bir kapak düşündüm ve sonuçta ortaya bu çıktı. Öncekiyle karşılaştırdığımda daha incelikli buluyorum. Görüşlerine başvurduğum insanların görüşlerini de dikkate alarak arayışımı sürdürmeye karar verdim.   Bir başka öneri de İzmir'den geldi. Kuşun çok kullanılmış bir imge olduğu söylendi. Üstelik bu imge, dünya üzerinde yaşayan her 20 insandan birinin izlediği dizide kullanılmış. Sunum bu bakışı kırabilirdi belki. Onun yerine drone koyma düşüncesi atıldı ortaya. Ben de hızlıca nasıl göründüğüne baktım. Drone tasarımı benim değil. Bu düşünce de şimdilik taslaklarda duracak.   Buraya kadar varınca, herhangi bir nesneyi de zincirin ucuna takabiliyoruz. Aşağıdaki örnekte gördüğünüz gibi.

Erdem kitaba sığmaz.