Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yılan

Hint fakiri kılığında biri, kafasında sarık, kaval çalıyor. Önünde bir sepet var, içinden ağır hareketlerle bir kobra çıkıyor. Kobra kavalın hareketlerini takip etmiyor, doğrudan kaval çalan adama bakıyor, neredeyse psikopatça. Kobra, etraftaki meraklı yüzleri şöyle bir süzüyor, sonra bezgin bezgin sepetine dönüyor.

Anla

Biraz Empati

Aşağılaşan İnsanın Baştan Yoksun İnancı

Sosyal Ağ’da bir konuyu araştırmak için girip çıktığım kapılardan birinde rastladım bu insan tipine. Şuursuzca adımlıyor dünyasını. Gözü açık ama tökezliyor, sürekli bir yerlere tosluyor. Zombi gibi… Düşüyor kalkıyor, arzu nesnesine varmaya çalışıyor, durmak nedir bilmiyor. Ulaşmalı, elde etmeli, tüketmeli ve sonra başka bir nesneye yönelmeli. İstemek ve durmadan istemekten başka, var oluşunun başka hiçbir gayesi yok. İnsan dediğime bakmayın, o sadece gırtlaktır, yutaktır, midedir, beyne sahip baş hariç vücudun herhangi bir parçası olabilir. Tüyleri diken diken eden reklam sloganlarında görürüz o tipi. “Mutlu et kendini”, “şımart kendini”, “açken sen, sen değilsin”, “daha fazlasını iste”, “onu yeme beni ye” sayın sayabildiğinizce. Bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın ismi “ The Secret ” (Sır). Ayşe Arman’ın 2007 yılında, Rhonda Byrne ile yaptığını sandığı röportajda [1] verdiği rakamlara göre Amerika’da 8 milyon, Türkiye’de ise yedi haftada 180 bin satmış. Bugün toplam satış

Hayalet Gemi

Yazınımızda  önemli bir yeri olan Hayalet Gemi on yıllık yayın hayatına 2002'de son vermişti. Belki o zamanlar çiçeği burnunda bir okur olduğumdandır; okuyuşumda tadını dilimde hissederdim. Dergi bir tanıdığım aracılığıyla tanımış, sonra takip etmeye başlamıştım. Her sayısı ayrı bir tema üzerine kuruluyordu. İlk ve son sayısının teması "ilüzyon". Her sayısını aldığımda o iç kapaktaki yazıyı mutlaka okurdum: "Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin sisli şehir caddelerinde, köy mezarlıklarının tarlalarla kesiştiği boşluklarda, çocuk parklarında ve kurgusu boşalmış luna-parklarda, sandalyeleri ters çevrilmiş m eyhanelerde, okuyucuları çoktan yokolmuş kütüphanelerin ıssız koridorlarında gezindiğini mutlaka birileri fısıldamış tır kulağınıza. Hatta geceleyin birdenbire havlayan köpek lerin neden ürktüklerini o zaman hissetmişsinizdir. Ya da tüm bunlar uyku ile uyanıklık arasında yaşanan türden bir hayal

Türkü Denemeleri vol.1

Burun farkı birinciyken sürülerde buldum yar aklı bol bol dağıtırken delilerde buldum yar dolmuş taşmış libidosu tepişmenin bilançosu geçerken ömrün içinden ölülerde buldum yar içinde ne dışında ne çarpmışsın en delisine zafer marşları söylerken kölelerde buldum yar yanıma mecnun yatsın kezzap köküne aşkın ufka bakıp dururken gerilerde buldum yar yörüngede döndüm durdum anlamsız bir yere vardım bitpazarına nur yağarken yenilerde buldum yar

Mark Eliyahu - Journey