Ana içeriğe atla

Hayalet Gemi

Yazınımızda önemli bir yeri olan Hayalet Gemi on yıllık yayın hayatına 2002'de son vermişti. Belki o zamanlar çiçeği burnunda bir okur olduğumdandır; okuyuşumda tadını dilimde hissederdim. Dergi bir tanıdığım aracılığıyla tanımış, sonra takip etmeye başlamıştım. Her sayısı ayrı bir tema üzerine kuruluyordu. İlk ve son sayısının teması "ilüzyon". Her sayısını aldığımda o iç kapaktaki yazıyı mutlaka okurdum:

"Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin sisli şehir caddelerinde, köy mezarlıklarının tarlalarla kesiştiği boşluklarda, çocuk parklarında ve kurgusu boşalmış luna-parklarda, sandalyeleri ters çevrilmiş meyhanelerde, okuyucuları çoktan yokolmuş kütüphanelerin ıssız koridorlarında gezindiğini mutlaka birileri fısıldamıştır kulağınıza. Hatta geceleyin birdenbire havlayan köpeklerin neden ürktüklerini o zaman hissetmişsinizdir. Ya da tüm bunlar uyku ile uyanıklık arasında yaşanan türden bir hayal..."

Daha sonra o yazıya birkaç cümle daha eklemişlerdi:

"Eğer Hayalet Gemi ile ilişki kurmak istiyorsanız... Herhangi bir evin loş odalarından birinde gözlerinizi kapatın. Ve karanlıkta bir koltuğa kendinizi bırakıp geçmişi ve geleceği ve en önemlisi bugünü düşünüp sorular sorun. Sonra yaklaşmakta olan Hayalet Gemi'yi düşleyin. Ya da bize yazın."


Bizi bu dergiden mahrum bırakmayanlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Sitesinde ilk sayısından itibaren pdf formatında edinmeniz mümkün. Açık Radyo'da program olarak da hazırlanıyordu o zamanlar fakat dinleme fırsatını hiç yakalayamadım. Dergide emeği geçenlerden bazılarını, edebiyatla ilgilenenler eminim tanıyacaklardır. Hatta altkitap sitesinde de Hayalet Gemi dostlarına rastlamak mümkün.