Mücevher D - Coin (Albüm)

Coin

Albüm Kapağı

Sekiz şarkıdan oluşan albümde sözler, Çağlar Simsoy'a ait.

Coin
Sürüm Sürreal
Ardımda Akşam Güneşi
Doğmamışın Şarkısı
Bazıları
Aşktroloji
Utangaç
Süprüntü

Albümü dinlemek için aşağıdaki linklerden birine tıklayın.

F La Tune - Doğala Özdeş (Albüm)

Doğala Özdeş

Albüm Kapağı

On şarkıdan oluşan albümde sözler, Çağlar Simsoy'a ait.

Başlangıç 3:17
Döngü 2:49
Algoritma 2:51
Kaç Yazar 2:09
Satranç 3:10
Hesap 3:51
İsm-i Mahfuz 3:04
Adı Nedir 3:44
Bırak Gitsin 2:44
Oblomov 3:47

Albümü dinlemek için aşağıdaki linklerden birine tıklayın.

Mücevher D - Yük

tertemiz bir başlangıç
ardında geçmişin
çamur gibi akan seli
zor mu demiş birileri
demiri dişlemek gibi

eve zor varmış omuzlarda
yük olmanın yükü
bitti
akşam can çekişip
gece ölen
sabah yük olmadan
gitti

sevgimi kendimden
korumak için sefillikten
bir başkasını yarattım.
kaçtı, elimden kurtuldu,
şimdi ben, oyuncağım

eve zor varmış omuzlarda
yük olmanın yükü
bitti
akşam CAN çekişip
gece ölen
sabah YÜK olmadan
gitti

sönen bir yıldız isen
görmemelerine şaşırma
söylediklerine bakma
yıldızlar kaymaz, çöker
içinden daha içeri

Söz: Çağlar Simsoy Müzik: F La Tune

 

F La Tune - Köşeli Dünya

Karanlığımı aydınlatan dört köşe bir dünyaya bakıyorum gözlerim yanarcasına. dokunamıyorum... bu sinemaya o kadar yakınım ki kafamı nereye çevirsem aynı filmi görüyorum içinde değilsem de dışına çıkamıyorum filmin sonuna gelmeden yerimden kalkamıyorum... nedensiz korkulardan uyanan çocuğun çığlığındayım duvara çarpıp yere düşüyor ses hızıyla kayboluyorum... 

Söz: Çağlar Simsoy Müzik: F La Tune Film: Metropolis (1927)

F La Tune - Dile Benden Ne Dilersen

Dile benden ne dilersen ey gözleri benden öte uzaklara dikili sesimi duymayan sevgili Emanet aldığım sözlerle şiir yaptım sana Taksana boynuna, yakana, saçına Günahımı işledim İlk defa dedim: istiyorum, istiyorum, istiyorum Dilersen… ki dilemezsin Eğer dilersen… ama dilemezsin Dile benden ne dilersen Sıfırı tüketmiş benden Sana utancımdan vereyim Beş para etmez dizelerimden İste yanlışlığımı sana biriken özlemlerimi Dilersen… ki dilemezsin Eğer dilersen… ama dilemezsin Müzik: F La Tune Animated by Çağlar Simsoy

 

 

 

Dile Benden Ne Dilersen (General Edit)

 

Çağlar Simsoy - Kararsız Evren

Söz: Çağlar Simsoy Söz: Çağlar Simsoy Müzik: Eflatun Solmaz Animated by: Çağlar Simsoy Sabahlardan korkar oldum sağı solu belli değil evrenin Sapını bulup tutabilseydim elma şekeri gibi sürüklerdim Ah benim dertli başım ne kararsız evrene düşmüşüm Astral seyahat dönüşü cüzdanımı düşürmüşüm Sürü sürü geldiler çullandılar üstüme Atomu anladık da altındaki parçacıklar ne Merkür retrosu, Venüs metrosu, Plüton fiskosu Kuzey Ay düğümü, Jüpiter-Uranüs buluşması Yıldızlar deviniyor burç burç, aşk hayatın için Koskoca evrenin işi yok seni dert edecek Ulan sen deli misin İster başına al, ister kıçına sok aklını Bana satmaya kalkmadan her halta inanabilirsin Büyük sırrı bulmuş kitap yapmış milyonlar satmış Keriz parası sevap, çuval çuval kazanmış Evrenin otomatını bulup şifre girerek para çekileceğini mi sanmış Kuyruksuz maymuna bak sen evrenin ona torpil geçeceğine kanmış Yat kalk dua et diyorlar ya böcek olarak uyansaydın Ahmaklar bilmiyorlar Samsa benim göbek adım Yarım aklımı topallaya, topallaya yürütüyorum Belirsizliği ilkeden, saymadan edemiyorum Cahillik yoksulluk, üfürükçünün kapısını çalar Şifa bulacağını sanan, ancak kendini oyalar Okullarda, derslerde, hurafeler cirit atar Yarışmalarda çocuklar, bu yüzden nal toplar Matematik yok, biyoloji yok, felsefe yok Bilimden kolayına kaçanı anca mitoloji kovalar Roman gibi okuyorum milyarlarca yıllık macerayı Karbon baz, aminoasit, enzim, epigenetik olayı Prokaryot, ökaryot, tek hücreli, çok hücreli Baş döndürücü güzellikte, varoluşun her detayı Bırak mitolojiyi, oku, sorgula, araştır, öğren Bilimci akıllar yıkabilir, yalandan her sarayı Sürü sürü geldiler çullandılar üstüme Atomu anladık da altındaki parçacıklar ne

 

 

Bu da Radio Edit versiyonu: 

Franz Kazka

 "Suçlular, samalar."
Franz Kazka

"Bir cesedi ayakta tutmak
zor olmalı
Ne zaman gömdürecek kendini
yeterince kokmadı mı"

.

.

Gulyabani Nereden Gelir

Gulyabani, bir asır önce çocukları korkutmak için anılan bir isimdi. Çoğumuz 1976 yılında yapılan, evsanevi kadrolu Ertem Eğilmez filmi Süt Kardeşler’le tanıdık onu. Süt Kardeşler, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Gulyabani isimli romanından uyarlanmıştı.

 

“Gulyabani” bileşik sözcük. Kökünü Semitik dillerde buluyoruz, غَالَ (ġāla) fiili “aniden yakalamak, ele geçirmek” anlamında kullanılıyor. Farsçadan aldığımız, kullanmakta olduğumuz “gaile”, "aniden gelen bela" da aynı kökten geliyor. غول “ġūl”, "aniden saldıran" anlamıyla birlikte zamanla demon (şeytan) anlamını da kazanıyor. Fransızca'ya "goule" ve buradan da İngilizce'ye "ghoul" şeklinde giriyor. Korku ve gotik edebiyatta evrimleşerek bugünkü çeşitliliğine ulaşıyor.

Farsça “yābān” sözcüğü, Farsça verimsiz anlamına gelen یاب “yāb” sözcüğünden türetilmiş. Çöl, bozkır, verimsiz alan karşılıklarını buluyor. Buradan “yabani”, “yabancı” sözcüklerine ulaşabiliyoruz.

“Gulyabani” sözcüğünden “çölden gelen korkunç yaratık”, “yabancı bir yerden gelen canavar”, “çöl şeytanı” gibi anlamlar çıkarabiliriz. Sözcük, aysız, karanlık gecelerde saldıran vahşi hayvanların eski insanın imgelemine nasıl yerleştirdiğini gösteriyor.

Bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz, Seçkin Sarpkaya, Mehmet Berk Yaltırıl ve Ömer Faruk Yazıcı’nın “Türk Kültüründe Gulyabani” isimli ortak çalışmasına bakabilirsiniz.

Adam Döven Şairler

Nurullah Ataç'ın kızı anla­tıyor. "Yıllar önce biz İzmir Caddesi’nde otururken buna benzer bir olay olmuş. Melih Cevdet'le Oktay Rifat, ba­bamın yolunu kesip tekme atmışlardı. Babam, akşam üze­ri eve gelirken tam sokağın köşesinde şimdiki Anadolu Kulübü'nün önünde Melih Cevdet'le Oktay Rifat, baba­mın önüne geçip ‘sen nasıl bizim şiirlerimizi beğenme­diğini söylersin?' diye babama vurmuşlar. Babamın aldığı helvalar elinden fırlayıp paltosuna yapışmış, şapkası ba­şından düşüp toz içinde kalmış, pantolonunun paçaların­da da iki gencin tekmelerinin izi vardı. Babam nefes ne­fese içeri girince halini görüp düştüğünü sanmıştık" Düşmüyor, dövülüyor; Oktay Rifat ile Melih Cevdet, Ataç'ı kiraladıklarını düşünmüş, olmalılar.

Yalçın Küçük, Aydın Üzerine Tezler 4

 

Eflatun Solmaz - Köle

  Ya salağa yatarsın. Ya nereye yatarsan yat, salaksın. Dostluklar ısınıyor içimde, transistörler gibi... Zorunlulukların ve arzuların dilek...