Kaçarış

Sabahlar yeniler
Yeniden kaçabilelim diye

Gidebileceğimiz yola durmuş
Telaşsız bakıyor zaman
Biraz da mütebessim
Hem gülüyor halimize
Hem de acıyor
Hiç acelesi yok
Nasılsa yetişecek, biliyor

Haziranın Konuşma Çizgisi

— Küs müyüz?
— Hayır. Arkadaş olamayacağımızı anlamış durumdayız.

* * *

— Bilmemne bilmemne semptomlarının bilmemnereye bilmemnemesinden… (Bir sürü teknik terim…) değil mi?
— Hayır hanımefendi, bildiğiniz deli.

* * *

— Ben bu müziği dinlemek yerine küçücük bir ekmek parçası olmayı çok isterdim. (Çağrı II.)

* * *

— Bunu nasıl yaparsın!
— Kimse mükemmel değildir.
— Anasını satayım, herkeste de aynı kusur mu olur?

* * *

— Sırtımın şu üst kısımları ağrıyor.
— Bu içtiğindendir.
— Bu kadar çabuk mu?
— Ne kadar çabuk mu?

* * *

— Çıkar dilinin altındakini.
— Yok, çekinmem, olsa... Bilirsin zaten.
— Benim bildiğim nedir? Yok değil mi esirgediğin birkaç söz.
— Bilmiyorum.
— Bilseydin bilirdim.

* * *

— Nerelere gittin yine Deli Gonca?
— Kim bilir. Dalmışım öyle.
— Haylice dalmışsın, sünger çıkar artık
— E, bizi de o derinlerden çokça çıkardılar.

Perde

Bıraktınız mı yine ona kaçarım
Koynundan kazırsınız bırakmam

Kendimden sıkıldığımda
Başkalarını anlatmalı
Başkaları bende saklı
Anlattıkça perdeye
Görüntüler belirecek
Kendini zeki sananlar
Arkasını merak edecek

Katip

Omzundakilerden biriyim
Gördüğümü yazarım
İtiraz edilirse
Açar gösteririm

Omzundakilerden biriyim
Canım nasıl isterse
Öyle yazarım

Aşka Yüzü Dönünce

Baksana gözümün bebeği
Aşk dediğimde adı beyan
Görüyor musun sözlerimde
Deliyi, şiddeti ve öfkeyi

Seninle dilim uzadı
Dört duvarda bileğim kesik
Anda akan kanla yazdım
O yüzden kalemim saldırgan

Sen ki beni en çok tanıyan
Her baktığında değişen ben
Kim görmüş kanatlarımı
Omuzlarımda yükselen

Aklım uçuyor sana doğru
İçimde bunaltıcı yaz sıcağı
Sözcüklerim tükendiğinde
Yine yolculuklara devam

Galiba kimse görmüyor
Dönemeyeceğimi bir gün
Dönemeyeceğim sana
Tüm gücünle bana koşsan

Eflatun Solmaz - Köle

  Ya salağa yatarsın. Ya nereye yatarsan yat, salaksın. Dostluklar ısınıyor içimde, transistörler gibi... Zorunlulukların ve arzuların dilek...