Ana içeriğe atla

Temmuzun Konuşma Çizgisi

— Anlamak başka, olmak başkadır.
— Nasıl yani?
— Olduğunda, anlarsın.

* * *

— Neden çöp kutusunu sağ alt köşeye koydun?
— Çöp kokuyor diye, diğerlerinden uzaklaştırdım.

* * *

— O heykeli yaptıktan sonra korkmaya başladım. Sebebini bilmiyorum, beni rahatsız eden bir yanı var.
— Acaba Tanrı da böyle mi hissediyordur?
— Bilmiyorum, tanıdığım hiç tanrı yok. Bildiğim; eserini tamamladıktan sonra senden kurtuluyor. Kendi başına var olmaya başlıyor. Sana ihtiyacı kalmıyor.

* * *

— O halde en cesur yaratıcı bizimki olmalı. En korkuncunu bile yaratmaktan, yaşatmaktan çekinmiyor.
— Senin için en korkuncu, onun için değil.
— Galiba öyle. Bana korkunç gelenleri yazmaya zorlanıyorum. Acı verecekmişim gibi geliyor. Yarattıklarımı sonsuz acıya layık görmüyorum. Her okunduğunda yeniden yaşanan bir acıya.
— Bu abartı değil mi sence? Sonuçta yaptığın, harfleri dizmek, kelimeleri yan yana getirmek.

* * *

— Sen koyun musun?
— Sen, olayın içine eden misin? Bütün mevzuu berbat ettin.

* * *

— Neden? İnsan olarak beş para etmem. Görülecek neyim var?
— E şey, tabi bu sizin iyi bir yazar olmanızı engellemiyor.
— Teşekkür ederim.

* * *

— Sevdiğim bir söz vardır; “gerçekleri konuşmaktan korkmayınız”
— Üstat, gerçeği kellemizden daha çok mu seveceğiz?
— Hangi gerçek senin kelleni kesebilir?
— Söylersem kellem ne olacak?
— Yalancıktan koparacağım.