Tiryakinin Küçük Öyküsü

15:43
İlk kriz: Dolu bir sigara paketi yine sobayı boyladı.
Aradan birkaç saat geçti ve sigara isteğim arttı.
Kafamın içinde tartışma başladı:
"Alayım mı, almayayım mı?"
Harekete geçmedim. İlk kriz atlatıldı.

15:59
Aklımdan çıkıp almak geçiyor.
Düşünce zaman zaman güçlenip azalıyor.

16:15
Öksürüyorum ve burnum akıyor.
Buna rağmen "yak bir tane" isteği var.
Sanki her an bakkala koşacakmışım gibi bir halim var.

16:30
Krizler eyleme geçmeden atlatılırsa sorun yok.
On beş dakika önceki hissiyatım şimdi yok.
Göğsümdeki ağrı, isteğimi azaltmış durumda.
Yine de ne yapacağım hiç belli olmaz.

23:45
Baştan başlamam gerekecek.

(Mart 2010)

Sahne Dersi

İte kaka sahnede olduğunu düşün. Acınası görünürsün. Olmak istemediğin yerde, olmak istemediğin bir kişisin, rolünü beğenmemişsin. Çıkar elbet birileri, iradesini kullanarak söyleyiverir. “Ben rolümü beğenmedim, ben oyundan çıkıyorum, benden bu kadar. Kısmet başka oyunlara” der mi der.

Ben de merak ederim. Rol müdür önemli olan yoksa oynayan mı? Rol dediğin tek bir an. Göz açıp kapayana kadar başlar ve biter. Rolü beğenmemek, kendini beğenmemektir. Kararı veren fani, kendince haklıdır. Kendini sahnede, kasılmış bir yüzle görmüştür. Genele bakıldığında yapılanlar beğenilse bile kendi haline gülüneceğini, alay edileceğini düşünmüştür. Hayatta yaşadığıyla sahnede yaşattığı aynıysa, bunca zahmetin anlamı ne? Kıytırık bir rolü bile gülünç duruma düşmeden oynamaktan acize, rol mü dayanır?

Oyun arkadaşlar,
başlangıcı hatırlamayanların uğraşıdır.
Bu anlamda herkesin işidir.
'Oynamak'la 'rol yapmak' özdeş değil,

sadece kardeştir.
Farkı anlamayanlar,
oyuncu değil oyuncaktırlar.

Oyun, nerede başladığını bilmediğimizdir. Nerede başladığını bilirsek çözmüşüz demektir, galibiz demektir. Oyun bitmiş demektir. Oyunculuk inandırmaktır. Rolünüz ne olursa olsun inandırabilmektir. Gerçekçi olması, anlaşılabilir olması veya aklınıza ne gelirse, hiçbiri değil, inandırıcılıktır.

Kendinize şöyle bir bakın. Yalansız, korkmadan, birazcık da acımasız... Oynayabileceğiniz, başrol diyorum, bir tanecik olsun var mı? Oyuncu, zorunda değildir ama tuttuğunu koparandır. Dünyanın en iyi kardan adamı olur. Yazın kaçınılmazlığıyla, hiç kimse tarafından hatırlanmayacağıyla ilgilenmez. Bizim farkımız, değersizliğimizin farkında olmamızdır. Umursanmadığımızın, umursamadığımızın, sevmediğimizin, sevilmediğimizin...

Fark eder mi?
"Gösteri devam etmeli.
Kim olduğumuzu, son sahne belirleyecek."

Kaybetmek

Konuk Yazar: Commodore

gariptir, mutlulukların
aynı zamanda en büyük kabuslarındır
kaybedince bir gün
anlarsın...

kaybedince şarkılar,
kaybedince her hüzün
kaybedince sokaklar
hatta ağaçlar,
ve başka insanların...
yüzlerdeki her bir kırışıklık
daha anlamlı gelir
üstüme... üstüme...

derin bir nefes çekersin
ohhhhhhhhh....
sonra özgürlüğün yakan tadı dolar genzine
acının tad veren yanıyla tanışırsın

ve geçer...

103

usul peşine düştük


makamdan olduk


Eflatun Solmaz - Köle

  Ya salağa yatarsın. Ya nereye yatarsan yat, salaksın. Dostluklar ısınıyor içimde, transistörler gibi... Zorunlulukların ve arzuların dilek...