Ana içeriğe atla

Sahne Dersi

İte kaka sahnede olduğunu düşün. Acınası görünürsün. Olmak istemediğin yerde, olmak istemediğin bir kişisin, rolünü beğenmemişsin. Çıkar elbet birileri, iradesini kullanarak söyleyiverir. “Ben rolümü beğenmedim, ben oyundan çıkıyorum, benden bu kadar. Kısmet başka oyunlara” der mi der.

Ben de merak ederim. Rol müdür önemli olan yoksa oynayan mı? Rol dediğin tek bir an. Göz açıp kapayana kadar başlar ve biter. Rolü beğenmemek, kendini beğenmemektir. Kararı veren fani, kendince haklıdır. Kendini sahnede, kasılmış bir yüzle görmüştür. Genele bakıldığında yapılanlar beğenilse bile kendi haline gülüneceğini, alay edileceğini düşünmüştür. Hayatta yaşadığıyla sahnede yaşattığı aynıysa, bunca zahmetin anlamı ne? Kıytırık bir rolü bile gülünç duruma düşmeden oynamaktan acize, rol mü dayanır?

Oyun arkadaşlar,
başlangıcı hatırlamayanların uğraşıdır.
Bu anlamda herkesin işidir.
'Oynamak'la 'rol yapmak' özdeş değil,

sadece kardeştir.
Farkı anlamayanlar,
oyuncu değil oyuncaktırlar.

Oyun, nerede başladığını bilmediğimizdir. Nerede başladığını bilirsek çözmüşüz demektir, galibiz demektir. Oyun bitmiş demektir. Oyunculuk inandırmaktır. Rolünüz ne olursa olsun inandırabilmektir. Gerçekçi olması, anlaşılabilir olması veya aklınıza ne gelirse, hiçbiri değil, inandırıcılıktır.

Kendinize şöyle bir bakın. Yalansız, korkmadan, birazcık da acımasız... Oynayabileceğiniz, başrol diyorum, bir tanecik olsun var mı? Oyuncu, zorunda değildir ama tuttuğunu koparandır. Dünyanın en iyi kardan adamı olur. Yazın kaçınılmazlığıyla, hiç kimse tarafından hatırlanmayacağıyla ilgilenmez. Bizim farkımız, değersizliğimizin farkında olmamızdır. Umursanmadığımızın, umursamadığımızın, sevmediğimizin, sevilmediğimizin...

Fark eder mi?
"Gösteri devam etmeli.
Kim olduğumuzu, son sahne belirleyecek."