Durma
Sessizliğin sesine uyandım
Arabaların yumruk yumruğa kavgada
Çekilen bıçaklar gibi kestiği
Seni buldum bir şarap şişesiyle
Perdelerde başın
ve kalp sanki dört temmuz
Sövdün ve dedin
Parlayan yıldızlar değiliz
Biliyorum
Asla öyleyiz demedim
Böyle bir cehennem yaşamamıştım
Geriye dönemeyeceğini bilmen için
pencereleri iyice örttüm
Kayıp ve yalnızsan
ya da taş gibi ağırsan
Durma
Geçmişin zeminde yankılanan
ayak sesleri olsun
Durma
Durma, durma
Birkaç dostla buluştum
Gecenin bir vakti
75 kişilik barda
Konuştuk ve konuştuk
ana-babalarımızın nasıl öleceğinden
Bütün komşularımızdan ve eşlerinden
Ama düşünmeyi severim
Hep kandırabilirim
geçmişi onarabilmek için
Hep kandırıldım
ve ne iyi olur bilmek
Ölüme terk edildiğimde
Buldum ve artık dolaşmıyorum bu sokakları
Olmamı istediğin hayalet değilim
Kayıp ve yalnızsan
ya da taş gibi ağırsan
Durma
Geçmişin zeminde yankılanan
ayak sesleri olsun
Durma
Durma, durma
Vay başim ateşler içinde
Ama ayaklarım iyi durumda
Nihayetinde bana aitler
Dökül elbiselerini yere
Kapıyı kapat
Telefonu sustur
Nasıl olur göster
bizi kimsenin durduramayacağını
Çünkü biz
Parlayan yıldızlarız
Biz yenilmeziz
Kimsek kimiz
En karanlık günümüzde
Millerce ötedeyken de
Yuvamızın yolunu bulacağız
Kayıp ve yalnızsan
ya da taş gibi ağırsan
Durma
Geçmişin zeminde yankılanan
ayak sesleri olsun
Durma
Durma, durma
Çeviri: Çağlar Simsoy