Bir zamanlar Efkar adlı kadim şehirde birbirinin bilgisini çekemeyen ve küçümseyen iki akil adam yaşarmış. Çünkü içlerinden biri tanrıların varlığını inkâr ederken, diğeri bir inananmış.
Bir gün ikisi pazarda karşılaşırlar ve müritlerinin ortasında tanrıların varlığı-yokluğu üzerine bir zıtlaşma ve tartışmaya girişirler. Saatlerce tartışmaktan hoşnut olarak ayrılırlar.
O akşam inançsız olan tapınağa gitmiş, sunağın önünde secdeye kapanarak tanrılardan yolsuz geçmişi için af dilemiş.
Ve aynı saatte diğer akil adam, hani şu tanrıları savunan, kutsal kitaplarını yakmış. Çünkü artık inançsızmış.
Halil Cibran, Kaçık
Eflatun Solmaz - Bohem
yanlış anlıyorum diye bağıran salak bir bakış deler içimi hangi işe el atsam çıraklıktan ustalığa bir yalnızlık ki açlık sınırında yazmak ...
-
Sümbülzade Vehbi, 18.yüzyılda yaşamış bir şahsiyet. Tevatür odur ki bir gün padişahın huzuruna çağırılır. Hiç işi gücü olmayan, durduk yere ...
-
Rapunzel dendiği zaman gözümüzün önüne, upuzun saçlarını kuleden aşağıya sarkıtmış bir genç bir kız imgesi gelir. Ben de bu yazımda o saçla...
-
Browne, 1632 Ocağı'nda Felemenk'te ikamet ettiği ve insan bedeninin sırları konusuna her zamankinden daha fazla yoğunlaştığı bir dö...