O geçmişte Trt adında bir kanal vardı benim için. Küçücük dünyamı anne babamın dünyası dolduruyordu. Onlar ne izlerlerse izliyordum, ne dinlerlerse dinliyordum. Çocuk kafamda bel altı niyetler olmadığıdndan "civelek" anlamsız bir sözcüktü. Artık "civelek" nakaratı karyola gıcırtısını çağrıştırıyor. Tarihini eşelesek, civelekler nerelerden çıkar acaba. Ben tarih kitaplarını karıştırırken siz de "Bu gece düğün dernek"i bulup dinleyebilirsiniz.
"Bu gece düğün dernek
Bin bir geceden örnek
Sevişenler bu gece
Civelek civelek civelek civelek
Bir çiçek bir kelebek
Civelek civelek civelek"
"Bu gecenin adına
Doyulur mu tadına
Sevişenler bu gece
Civelek civelek civelek civelek
Erecek muradına"
Reşad Ekrem Koçu, civelekleri şöyle tanımlıyor:
"Gayet genç, tüysüz yeniçeri neferlerine «Civelek» denilirdi. Civelekler sokağa, kadınlar, kızlar gibi yüzlerine bir nikab (peçe) koyarak çıkarlardı. Bir civeleğin sokakta peçesini kaldırıp yalnız yüzüne bakmak, bir kadına veya kıza yapılmış hareket gibi tecavüz sayılır ve buna cesaret eden derhal hapse atılırdı."
Koçu'nun Yeniçeri kitabında ise şu anlatımı buluyoruz:
"Yeniçeri kanununda evlenmek yasak olduğu için, kışlalara, bekâr odalarına, hanlara, şuraya buraya fahişe avrat kapamak da, kadına tesettürü kabul etmiş İslam cemiyetinde kolay olamayacağından, civelekler, müstakbel yoldaşlık yakınlığıyla yeniçeri koğuşlarında, odalarında yatıp kalktılar. Civeleklerin hemen hepsi ayaktakımından güzel güzel çocuklardı; hamileri olan yoldaşları tarafından yüzlerine püskül peçeler takılarak dolaştırıldılar."
Burada dursak iyi olur. Civelek'in bendeki karyola gıcırtısı çağrışımı, tarihteki karşılığına göre çok masum kalıyor.
Eflatun Solmaz - Köle
Ya salağa yatarsın. Ya nereye yatarsan yat, salaksın. Dostluklar ısınıyor içimde, transistörler gibi... Zorunlulukların ve arzuların dilek...
-
Sümbülzade Vehbi, 18.yüzyılda yaşamış bir şahsiyet. Tevatür odur ki bir gün padişahın huzuruna çağırılır. Hiç işi gücü olmayan, durduk yere ...
-
Rapunzel dendiği zaman gözümüzün önüne, upuzun saçlarını kuleden aşağıya sarkıtmış bir genç bir kız imgesi gelir. Ben de bu yazımda o saçla...
-
Browne, 1632 Ocağı'nda Felemenk'te ikamet ettiği ve insan bedeninin sırları konusuna her zamankinden daha fazla yoğunlaştığı bir dö...