– Tanıyor musun kendisini?
– Tanışıklığımız var.
– Ne diyorsun söylediklerine?
– Ne diyeyim?
– Bilmiyorum, sana soruyorum.
– Adam olana bir söz yeter.
– Anlamadım.
– Ciğer sever misin?
– Konuyla ne ilgisi var?
– Sever misin?
– Severim.
– Dört kuruşa sana kilolarca ciğer verebilirim.
– Nasıl?
– Şöyle. Adamın yarımı ancak çocuklukta olur. Yetişkin biriyse ya adamdır ya değildir.
– Seni anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Senin az önce söylenenler konusunda bir cevabın var mı yok mu?
– O sorunun cevabı verileli çok oldu?
– Herhalde ben kaçırdım. Ne demek istediğini biraz daha açık söyler misin?
– Anlaması gereken anlaması gerekeni neden anlamıyor, anlamıyorum.
Eflatun Solmaz - Bohem
yanlış anlıyorum diye bağıran salak bir bakış deler içimi hangi işe el atsam çıraklıktan ustalığa bir yalnızlık ki açlık sınırında yazmak ...
-
Sümbülzade Vehbi, 18.yüzyılda yaşamış bir şahsiyet. Tevatür odur ki bir gün padişahın huzuruna çağırılır. Hiç işi gücü olmayan, durduk yere ...
-
Rapunzel dendiği zaman gözümüzün önüne, upuzun saçlarını kuleden aşağıya sarkıtmış bir genç bir kız imgesi gelir. Ben de bu yazımda o saçla...
-
Browne, 1632 Ocağı'nda Felemenk'te ikamet ettiği ve insan bedeninin sırları konusuna her zamankinden daha fazla yoğunlaştığı bir dö...