— Gelin, gelin bulduk onu.
Bir köşeye sinmiş adam, huysuz tavırlarla etrafına bakıyordu. Bakışları hiçbir yerde uzun süre odaklanamıyordu. Korkmamasını söyledik, koluna girdik. Çok zor olmadı.
— Nereye gidiyoruz?
— Yine dışarı çıkmışsın. Geri götürüyoruz.
Adam yürümeyi bıraktı, ister istemez durduk. Kaçmaya çalıştı. Bir yandan debelenirken bir yandan da bağırıyordu:
— Daha içerisi de mi var? Bundan daha içerisi de mi var?
Eflatun Solmaz - Bohem
yanlış anlıyorum diye bağıran salak bir bakış deler içimi hangi işe el atsam çıraklıktan ustalığa bir yalnızlık ki açlık sınırında yazmak ...
-
Sümbülzade Vehbi, 18.yüzyılda yaşamış bir şahsiyet. Tevatür odur ki bir gün padişahın huzuruna çağırılır. Hiç işi gücü olmayan, durduk yere ...
-
Rapunzel dendiği zaman gözümüzün önüne, upuzun saçlarını kuleden aşağıya sarkıtmış bir genç bir kız imgesi gelir. Ben de bu yazımda o saçla...
-
Browne, 1632 Ocağı'nda Felemenk'te ikamet ettiği ve insan bedeninin sırları konusuna her zamankinden daha fazla yoğunlaştığı bir dö...