Ana içeriğe atla

Fransız Teğmenin Kadını

“On dokuzuncu yüzyılda karşımıza neler çıkıyor? Kadının kutsal olduğu bir çağ; on üç yaşında bir kızı birkaç pounda satın alabilirsiniz -sadece birkaç saatliğine istiyorsanız üç-beş şilin yeterliydi. Ülke tarihi boyunca en çok kilisenin yapıldığı; Londra’daki her altmış evden birinin genelev olduğu bir çağ (şimdi altı binde bir filan). Evliliğin kutsallığı (ve evlilik öncesi iffet) her yerde yazılıp söylenirken, veliaht başta, devlet büyüklerinin hiç bu kadar kepaze bir özel hayatı olduğu görülmemişti. Ceza yasası düzenli olarak insanileştiriliyordu; kamçılama cezası o kadar yaygındı ki bir Fransız ciddi ciddi, Marquist de Sade’ın İngiliz kökenli olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı. Kadın gövdesi hiç bu kadar örtülmemişti; bütün heykeltıraşlar çıplak kadın vücudu yapma yeteneklerine göre değerlendiriliyordu. Cinselliği anlatırken öpücükten öte giden ve edebi değeri olan tek bir roman, oyun ya da şiir yazılmamışken, Dr.Bowd’ın (ölüm tarihi olan 1825. Viktorya çağı ethosunun, çağın başlangıcından çok daha önce gelişmeye başladığını gösteriyor) herkes tarafından velinimet sayıldığı, pornografik yayınların sayısının inanılmaz boyutlara ulaştığı bir çağdı bu. Dışkılama işleminden asla söz edilmezdi; ama tuvaletler o kadar ilkeldi ki -sifonlu tuvaletler yüzyılın sonlarına doğru çıktı ve 1900’lere kadar lüks sayıldı- insanın dışkıyı hatırlamadan girebildiği ev ve sokak parmakla gösteriliyordu. Kadınların orgazm olamayacağı evrensel bir gerçek olarak kabul edilmişti; yine de bütün orospulara orgazm taklidi yapmak öğretiliyordu. İnsan uğraşılarının hemen her dalında büyük bir ilerleme ve özgürleşme varken, en kişisel ve temel konularda tam bir diktatörlük hüküm sürüyordu.”

John Fowles, Fransız Teğmenin Kadını